<div><strong>Metin MERCİMEK</strong></div> <div> </div> <div>“Mübarek Ramazan ayının ortalarına gelmiş bulunmaktayız. Bu anlamlı günlerin en önemli yüce duygularından birincisi anlayış, ikincisi ise bağışlamadır. Bu yetenekleri her fırsatta ilişkilere katarak yaşamımızı sürdürmek, bizlere doyulmaz bir huzur verir. Özellikle sözü edilen anlayış ve bağışlama, kırgınlık, dargınlık ve küsme duygularını yok eden en büyük anahtardır.”</div> <div> </div> <div>Mehmet YILDIRIM</div> <div>İstanbul Kilis Vakfı Başkan Yardımcısı</div> <div> </div> <div>Hayatta yalnız başına yaşayabilmek çok zor ve imkansızdır. Her şekilde olursa olsun, insanın insana ihtiyacı her zaman vardır. Bu ihtiyaç ilişkileri içinde geçimsizlik, anlaşmazlık, mücadele, hatta kavga bile olabilir. Ancak biz insanlara düşen en büyük görev, bu ilişkileri sürdürürken hoşgörü, dostluk, sevgi ve barış etkenlerini elden bırakmayacağız. Çünkü insanlarla kötü ilişkiler içinde olmak, yaşamımızı hem zorlaştırır hem de hayatı çekilmez kılar. Oysa insanların iyi ilişkiler içinde bir yaşam sürdürmesi ise, hayata büyük bir lezzet katar, huzur ve sevinç verir. Ayrıca hayatımız dostluk ve arkadaşlığın ışığı içinde yer alır. Mademki biz insanlar birbirimize muhtacız, öyleyse aramızdaki iyi, kötü diye bir ayırım yaparsak, sevgi koşulları koyarsak, yaşam isteğimiz ne denli çok olursa olsun, bu isteği kesintisiz sürdüremeyiz. </div> <div></div> <div>Çevremize, yakınlarımıza, hatta aile içi bireylere bir göz attığımız zaman, birbirine küs olan birçok insanları görmekteyiz. Bunların içinde kan besleyenler bile olmaktadır. Hatta sudan sebeplerle birbirine alınan, kırılanlar da vardır. Özellikle aile içi ve akraba kırgınlıkları, kendini dünyaya odaklayan, yani dünyasal değerleri paylaşamayan veya dünyasal olaylarda anlaşma yolu bulamayan insanlarda daha sıklıkla görülmektedir. Tabi ki böyle bir tutumu benimseyen kişiler de yanlarında dost, arkadaş, akraba diye kimseleri bulmaları hayli zordur.</div> <div>Oysa iç doyumluluğu dediğimiz içsel zenginlik içinde yaşamını sürdüren kişiler, insanı bir değerli varlık olarak görürler ve onun tahsiliyle, servetiyle ayırmaksızın tanır ve severler. Ayrıca bu kişiler, her insanın eksiği ve kusuru olabileceğini, hata yapabileceğini bağışlama yeteneklerini her ilişkilerinde açık bir şekilde gösterirler. İşte bu yetileri yerine getirdiğimiz takdirde, karşı tarafı hem incitmemiş hem de kırmamış oluruz. Böylece kırgınlık ve dargınlık da küskünlük de ortadan kalkmış olur.</div> <div>Görüldüğü üzere, her ne şekilde olursa olsun, başkalarıyla küskünlüğümüz devam etmesi halinde, yaşam sevincimizin azalacağını, huzur ve mutluluğumuzun da yok olacağını unutmamalıyız. Ayrıca sosyal ve kültürel ilişkilerimizin de zedeleneceğini göz ardı etmemeliyiz.</div> <div>Günlük yaşantımızı devam ettirirken, en yüce iki duygu olan ‘anlayış’ ve ‘bağışlama’yı içimizden eksik etmeyelim ki, kırgın ve dargınlıklara meydan vermeden yok edelim. Kilis Vakfı Yönetim Kururlu olarak huzur ve mutluluğun anahtarının bu iki duyguda olduğunu düşünüyor ve Ramazan Düşünceleri”nin bir başka güzelliğinde yeniden buluşalım diyoruz. </div> <div> </div>