İslam'da Zekat Emri

Yahya POLAT

 

Zekat ibadeti bütün peygamberlerin ümmetlerine farz kılınmıştır.

Toplumda sosyal adalete sağlayan ilahi bir emirdir.

Cenabı Hak Tevbe suresinin 103. ayetinde şöyle buyuruyor: “Ey Habibim! Sen zenginlerin mallarını ve vicdanlarını temizleyecek olan zekatı onların mallarından a!”

Bu ayet-i kerime ile Cenabı Hak zenginlerin mallarının içerisindeki fakirin hakkını alıp fakir ve yoksullara verilmesini emrediyor.

Ayrıca malın zekâtının verilmesi ile kalplerin ve vicdanlarını da cimrilikten temizleneceğini beyan ediyor.

Zekat nedir? Senesini tamamlayan yani üzerinden bir yıl geçen nisaba erişen mala malik olan kimsenin malından kırkta birini fakirlere yoksullara vermesidir.

Zekatın farz olmasının şartları da vardır. Müslüman olmak, hür olmak, akil baliğ olmak, zekat verecek kimse asli ihtiyaçlarından ve borcundan başka nisap miktarı veya daha fazla bir mala sahip olmak, asli ihtiyaçlar zekata tabi değildir. Bunlar ev ev eşyası, bineği, yazlık, kışlık elbisesi ve sanat aletleri paranın veya ticaret malının nisap miktarı yani zekata tabi olma miktarı 80.18 gramlık altın veya onun değerindeki para miktarıdır.

Ayrıca zekata tabi olacak olan mal hakikaten veya hükmen artıcı olması lazım. Ticaret malları gibi arpa, buğday, mercimek, nohut, fındık, fıstık, zeytinyağı, üzüm gibi mal üzerinde veya para üzerinden bir yıl geçerse zekat farz olur.

Bir yıl geçmeden de zekat verilebilir. Verilecek zekatın fakirin eline geçmesi gerekir. Başkasından alacak parası olan kişi alacağı parayı da kuvvetli bir alacak ise zekata dahil eder. Kuvvetli bir alacak değilse dahil etmez.

Zekat fakirlere verileceği zaman zekata niyet edilmesi gerekir. Zekata tabi olan mallar vardır. Bunlar 6 aydan fazla otlaklarda otlanan ve eti yenen hayvanlar, ayrıca mahsulatın hububatın nakit paraların evlerde mağazalarda bulunan ticaret mallarının nisap miktarına yani zekat verme miktarına erişmesi halinde zekata tabidir.

Arazi mahsulatının,yani arpa, buğday, nohut, mercimek, fındık, fıstık, üzüm, zeytinyağı ve bunun yanında sebzelerin-meyvelerin de zekatlarının verilmesi gerekir. Bu mahsulat hububat yağmur suyu ile sulanıyorsa zekatı onda bir özel masraf yapılarak sulanıyorsa 20'de bir olarak zekatı verilir.

Bir kişinin ticaret için yani devamlı alıp satmak için yaptırdığı evler ve dükkanlar değerleri üst üste konularak kırkta bir zekatları verilir. Ancak evler ve dükkanlar kiraya verilmişse alınan kiralar harcanmamış ve biriktirilmişse ve 80.18 gram altın veya değerine ulaşmışsa onun da kırkta bir zekatı verilir.

Zekat kimlere verilir?

Fakirlere, yoksullara, borçlulara, yolda kalmış olanlara, Allah yolunda olanlara zekat verilir.

Zekat kimlere verilmez?

Müslüman olmayanlara dinen zengin olanlara usul ve furua, yani anne, baba, dede, nine, çocukları torunları, onlara verilmez. Kardeşlere, halalara, teyzelere, amcalara, dayılara ve onların çocuklarına zekat verilir. Karı koca birbirine zekat veremez, damada zekat verilir, ancak kızı istifade etmeyecek şekilde geline de zekat verilir, ancak oğlu ondan istifade etmeyecek şekilde zekat vermenin birçok hikmetleri ve faydaları vardır.

Zekat vermekle Allah'ı sevdiğimizi ortaya koymuş oluruz ve zekat Müslüman'ın kalbini cimrilikten temizler. Müslüman’ın yardımsever paylaşan ve cömert olan bir Müslüman haline getirir.

Zekat vermek, Allah'ın verdiği nimetlere bir şükürdür. Zekat vermek bir ülkeye, bir topluma huzur ve mutluluk getirir. Toplum içerisinde tam bir sosyal adalet sağlanır. Ömer İbni Abdülaziz zamanında zekat zenginlerin mallarından alınıyor, Beytül male getiriliyor, fakirler tespit ediliyor ve toplanan zekatlâr fakirlere dağıtılıyordu.

Birkaç sene bu uygulama devam ettikten sonra aynı fakirlere zekat verilmek isteniyor, ancak o fakirler, “Biz zekat alamayız. Çünkü biz zengin olduk” diyorlar ve böylece toplumda sosyal adalet sağlanıyor ve zekat verecek fakir bulunamıyor. Böylece zekat toplumda iktisadi dengeyi sağlıyor.

Zekat vermekle hiçbir zaman mal eksilmez, tam tersine Cenab-ı Hak verilen zekatın yerine daha fazlasını koyar.

İslam dininde Müslüman’ım diyen kişiler için zekat emrini yerine getirmek mecburidir.

Dünyada zekatını vermeyenlerin ahirette cezaları da vardır. Cenabı Hak Tevbe suresinin 34 ve 35 ayetlerinde şöyle buyuruyor: Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu? İşte onlara elem verici bir azabı müjdele! Ey Habibim! Bu paralar cehennem ateşinde kızdırılıp bunlarla onların alınları yanları ve sırtları dağlanacağı gün Onlara denilir ki işte bu kendiniz için biriktirdiğiniz servettir.

Artık yığılmakta olduğunuz şeylerin azabını tatınız İslam dini devamlı toplumda sosyal adaleti sağlamak için nimetlerin servetlerin fakirlerle paylaşılmasını istiyor. Zekat, fitre, fidye fakirlere veriliyor, kesilen kurban etlerinin fakirlere dağıtılması tavsiye ediliyor. Yemin kefareti yine fakirlere veriliyor. Böylece İslam'da bencillik yok, iyilik ve takvada başkalarını kendi nefsi gibi düşünmede bir yarış vardır. Zenginlerimiz mallarının zekâtlarını tam olarak vermiş olsalar toplumda hiçbir fakir kalmaz, toplum huzura ererek mutlu olur. Cenabı Hak da Müslüman toplumların zaten huzur ve mutluluğunu istiyor.