Ruhu Doyanın, Midesi Acıkmaz

Ruhu Doyanın, Midesi Acıkmaz

Ruhu Doyanın, Midesi Acıkmaz

İbrahim ALİSİNANOĞLU

 

Ramazan ayının ortasındayız.

Şu mübarek günlerde Oruç tutanın, tutmayanın iftar sofralarında bir araya gelmesi, aynı havayı teneffüs edip, aynı duyguda buluşması hepimizi mutlu eden, huzur veren görüntüler.

Ancak dikkatimi çeken bir husus var ki ona değinmeden geçemeyeceğim.

Ramazan da bazı iftar davetleri; “körler sağırlar birbirlerini ağırlar” misali birilerinin bir araya gelip, birbirleri ağırladıkları, iş, para konuştukları yemek davetlerine dönüşmüş vaziyette.

Elbette; eş-dost, konu-komşu, akrabalar, dostlar, patronlar, iş arkadaşları, meslektaşlar bir araya gelecek, davetler verip iftar sofralarında buluşup, kaynaşacaklar.

Ama maalesef o davetliler arasında yoksul birilerini göremiyoruz!

Şimdi diyeceksiniz ki…” onlara da koliler dolusu gıda ürünleri, marketlerde alışveriş yapmaları için kartlar dağıtılıyor”, diyeceksiniz.

Evet, ayni ve nakdi yardım yapan pek çok hayırseverimiz var… Allah onlardan razı olsun!

Ancak, yardım yapmak bir yana, yoksulları hatırlamak, onları masanıza davet etmek, elini sıkmak, aynı sofrada buluşup onurlandırmak…

Aynı havayı solumak… Aynı kazanda pişen yemeği paylaşmak, sohbet etmek, aynı ortamda birinci ağızdan konuşup helalleşmek çok farklı…

Aslında biz yardımlaşmaktan, paylaşmaktan büyük haz duyan bir millettik!

Komşunun komşuyla, patronun çalışanıyla, ustanın işçisiyle, zenginin fakirle bir araya geldiği…

Herkese açık iftar sofralarının yabancısı değildik!

Ama pek çok şey gibi soframızdaki garibanları da unuttuk!...

Birbirimizden uzaklaştık… Yabancılaştık… Yalnızlaştık!

Kendimizi yitirdik… Yavanlaştık!

Oysa bizi biz yapan, bizi birbirimize yakın kılan, insan olduğumuzu hatırlatan, bizi diğerlerinden farklı kılan unutulan o değerlerimiz değil miydi?

Ramazan’da yardım etmek yanında, ihtiyaç sahibi birilerine sofralarımızda yer vermenin tam zamanı.

Emin olun, birilerinin sofranızda yer alması, sofranızın betini-bereketini arttıracağı gibi, sizi de çok mutlu edecektir. Huzur verecektir!

Bu durum insani ilişkilerimizi kolaylaştıracak. Yaraların sarılmasına, acıların hafiflemesine, kırgınlıkların kalkmasına vesile olacaktır.

Birbirimizi daha yakından tanımaya, gönülden gönüle köprülerin daha kolay kurulmasına, mutluluğun paylaşılmasına katkı sağlayacaktır. Sosyal dayanışmaya ivme katacaktır.

“İnsan dağılır, Ramazân-ı şerif toparlar.

İnsan yanılır, Ramazân-ı şerif düzeltir.

İnsan acıkır, Ramazan-ı şerif doyurur.”

"Akıllı insan, en bereketli gününün, ilim ve fazilette mesafe kaydettiği gün olduğunu bilir"…

Elini, gönlünü, sofrasını gerçekten ihtiyaç sahiplerine açar.

Karınları doyurmak kadar, yüzleri güldürmek de önemlidir.

Tebessüm ettirmek, yürekleri serinletmek, gönülleri hoşnut tutmak da hayır etmenin bir parçasıdır.

Emin olun ruhu doyanın, midesi acıkmaz.

Yaramızı orta yere serdik, tuzu olan gelsin döksün!

Güzellik kapımıza geldi, buyur etmek size kalmış!

 

Fotoğraf: İ. Alisinanoğlu-Kırkayak Parkında güvercinler-2023

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...