<div>DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan "Ben demeyin biz deyin ve gelin hep beraber ülkemizin bu sorunlarını çözelim"</div> <div>Kilis</div> <div>Demokrasi ve Atılım Partisi(DEVA) Genel başkanı Ali Babacan deprem felaketinin yaşandığı illeri gezmeye devam ediyor.</div> <div>Cuma günü öğleden önce Gaziantep ve ilçelerinde yaşanılan deprem felaketi ile ilgili olarak bilgiler alana ve ziyaretler gerçekleştiren Ali Babacan Cuma günü öğleden sonra Kilis'e geldi.</div> <div>DEVA Partisi Kilis il Başkanı M. Yavuz Yedilioğlu ve Deva Parti yönetimi tarafından parti binası önünde karşılanan Genel başkan Ali babacan burada Basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.</div> <div>Deva Parti Genel başkanı Ali babacan yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;</div> <div>"Değerli arkadaşlar milletçe başımız sağ olsun geçmiş olsun. Az önce Kilis'e geldik. Kilis depremi yoğun hisseden illerimizden bir tanesi. Çok şükür burada yıkılan bina sayısına baktığımızda can kayıplarına baktığımızda diğer illere baktığımızda tablo biraz daha olumlu görünse de yine her bir can kıymetli bir tek vatandaşımız bile canını kaybetse bu bizim için acı kaynağıdır. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Kilis'te ve köylerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet ailelerine sabır diliyorum.</div> <div>Hasar tespit çalışmaları hala yapılmaya devam ediyor. Şu ana kadar ağır hasarlı tespit edilen bina sayısı 60'ı geçti. İsabetli olarak Kilis'te afet bölgesi kapsamında ilan edildi. Burada da bir an evvel yaraları sarmaya başlamak gerekiyor. Yeni bir imar planı için yeniden şehrin imarı için çalışmak gerekiyor.</div> <div>Bugün öğle saatlerinde Gaziantep'teydik. Dün Diyarbakır'daydık, Şanlıurfa'daydık evvelsi gün Elbistan'daydık. Malatya Merkez ve ilçelerindeydik. Elazığ'a da bir ziyaretimiz oldu. Elazığ'da yıkılan bina var ama çok sayıda ağır hasarlı bina tespiti var. 11. il olarak burası da Afet bölgesi kapsamına alındı. Dolayısıyla çok geniş bir alanda şimdi yaraları sarma zamanı. Acımız büyük çok sayıda vatandaşımızı kaybettik. Çok aileye ateş düştü, Allah'tan sabır diliyorum, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.</div> <div>Bundan sonra depremin yaralarını nasıl saracağız. Sadece binaların enkazı değil sosyal ve ekonomik enkazı nasıl kaldıracağız buna artık eğilmenin zamanı geliyor. Bazı illerimizde yıkılan binaların az olduğu illerde artık hayatın yavaş yavaş normalleşmeye başladığı bir döneme giriyoruz. Fakat bir yandan hasarın az olduğu illerde vefat sayısının az olduğu illerde normalleşme başlarken öte yandan ağır hasara uğrayan illerde sıkıntı aynı büyüklükte devam ediyor.</div> <div>Biraz önce Kilis'te ki genç arkadaşlarımızdan haber aldım. Antakya'dan ve İslahiye'den biraz önce dönmüşler. Tablonun hala çok kötü olduğu ihtiyaç malzemelerinin ciddi sıkıntıda olduğunu söylüyorlar. Hijyenin büyük sorunu olduğunu söylüyorlar. Geçen hafta Çarşamba günü sahaya çıktığımızda bunun çağrısını yapmıştık. Türkiye'de ne kadar inşaat malzemesi varsa seyyar tuvalet seyyar duş bu bölgeye seferber edilmesi gerektiğini söylemiştik. Durum hala değişmemiş hala aynı. 3gün 5 gün bir hafta oluyor ama insanların bir su dahi bulamamaları gerçekten salgın hastalıkların yayılması için ortamda oluşturuyor.</div> <div>Böylesi büyük bir afetin altında bir hükümetin bir iktidarın kalkması mümkün değil. Mutlaka yerel yönetimler ile sivil toplumla, meslek örgütleriyle işbirliği içerisinde olmamız gerekiyor. Birlik beraberlik içerisinde bu sorunların üstesinden gelmemiz gerekiyor. Ben dememek gerekiyor. Biz demek gerekiyor. Ülkemiz büyük ve güçlü bir ülke. Omuz omuza verdiğimizde aşamayacağımız hiç bir zorluk yoktur. Yeter ki bir olalım beraber olalım. Ülkenin kaynaklarının tümünün mobilize edelim. Herkes elinde avucunda ne varsa ortaya koysun. İmkanı olanlar imkanı olmayanlara ulaştırsın. Ancak bu şekilde bu Afetin altından kalkarız.</div> <div>Fakat son günlerde yoğunlaşan bir şekilde pek çok deprem felaketinin yaşandığı il ve ilçelerden bilgiler geliyor. Vatandaşlarımızın kendi çabalarıyla oluşturduğu ve dağıtmaya çalıştığı yardımlara engel olunma söz konusu. Yani bu yardımlara el konulması siz dağıtamazsınız biz dağıtırız. İnsanlar aş evleri kurmuş sıcak çorba dağıtıyor oralara müdahale olmaya çalışma nereye yardım dağıtılacaksa bunu biz yaparız bunu devlet yapar anlayış gittikçe yaygınlaşıyor. Biraz önce ziyaret ettiğimiz Gaziantep'te bunun çok yoğunlaştığını duyduk. Bunun büyük bir yanlış olduğunu ben tekrar vurgulamak istiyorum. Türkiye şu anda karşılaştığı felaketin altında kalkabileceği bir ülke değil. Hiç uğraşmasınlar. Rüyalarında görürler yapamazlar. Bırakın şu yardımların önünü açın vatandaşlar birbirlerine ulaşsın. İmkanı olanlar ile ihtiyaç sahipleri birbirlerini bulurlar. Depremden sonra devletin kurumları harekete geçememişken bu Milletin insanın bir anda el ele vererek birbirlerine yetişti siz merak etmeyin. Tek kişinin verdiği karala yönetilmeye düşmüş bir ülkede kamunun bu kadar yaygın bir coğrafya da sorunları tespit etmesi, çare bulması mümkün olmayacak. Yerinden yönetim anlayışı terk edilmiş durumda. Yönetim çok merkezileşmiş durumda. Afet yönetiminde ilk ilke yerinden yönetimdir. Kılcal damarlara kadar yetki ve imkan kullanılmasıdır. Muhtarların bile yetkisinin ve imkanının olmasıdır. Belediyelerin sivil toplumun ve meslek örgütlerinin kendi bulundukları çevrede derhal rahat bir şekilde önünü açmaktır.</div> <div>Bu büyük felaket ancak böyle yönetilir. Ülkeyi yönetenlere çağrım be demeyin biz deyin hep beraber gelin şu zorlukların üstesinden gelelim. Hep beraber ülkemizin yaralarını saralım. Ülkemizin dertlerine çare olmaya çalışalım" dedi.</div> <div>Haber Mehmet Ali Zahteroğulları</div> <div></div>