<div><strong>Muhterem Müslümanlar!</strong></div> <div>Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in huzuruna bir adam gelerek, “Ey Allah’ın Resûlü! Mükâfatını Allah’tan bekleyerek hicret ve cihad etmek istiyorum.” dedi. Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.s), <strong>“Annen ve baban hayatta mı?”</strong> diye sordu. Adam, “Evet, ikisi de hayatta.” deyince Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), ona şu öğüdü verdi: <strong>“Öyle ise anne babana dön ve onların gönüllerini al.”<strong>[1]</strong></strong></div> <div><strong>Aziz Müminler!</strong></div> <div>Yüce Rabbimizin bize bahşettiği en kıymetli nimetlerden biri de anne ve babamızdır. Annemiz; gönlümüze şefkat ve muhabbet tohumları eken; bize, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, hakkı batıldan ayırma şuuru kazandıran ilk öğretmenimizdir. Annemiz; aileyi ayakta tutan, evladına karşılıksız sevgi veren, insanlığa faydalı nesiller armağan eden rahmet ve merhamet nişanesidir. Babamız ise; hayatın zorlukları ve sıkıntıları karşısında sırtımızı yaslayacağımız ulu bir çınardır. Her türlü kötülüğe ve tehdide karşı sığınabileceğimiz güçlü bir kaledir. Hülasa, anne ve babamız; sabırla bizleri geleceğe hazırlayan, yerleri asla doldurulamayacak mümtaz şahsiyetlerdir. Onlara saygı, Allah’a saygıdır. Onlara hürmet, Allah’a hürmettir.<strong> </strong>Duaları, cennetin anahtarıdır. İslam’a uygun meşru istek ve tavsiyeleri ise huzurun kaynağıdır.<strong> </strong></div> <div><strong>Kıymetli Müslümanlar!</strong></div> <div>Sorumluluk sahibi bir anne; Hz. İsmâil için bütün sıkıntıları göğüsleyen, onun maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamak için koşuşturan Hz. Hâcer gibi olmalıdır. Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimizi yetiştiren Ehl-i Beyt-i Mustafa’nın nadide goncası Hz. Fâtıma gibi olmalıdır.</div> <div>Sorumluluk sahibi bir baba ise; <strong>“…Haydi yavrum gel, sen de bizimle birlikte gemiye bin…”<strong>[2]</strong> </strong>diyen<strong> </strong>Hz. Nûh gibi evladını kötülüklerden kurtarabilmenin çabasında olmalıdır. <strong>“Yavrucuğum!</strong> <strong>Yaptığın iş bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa, bir kayanın içinde saklansa veya göklerde yahut yerin dibinde bulunsa yine de Allah onu açığa çıkarır...”<strong>[3]</strong></strong> tavsiyesi ile çocuğuna hesap verme bilinci aşılayan; <strong>“Yavrucuğum, namazını özenle kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelen musibetlere sabret…”<strong>[4]</strong></strong> nasihatiyle onu namaza, iyiliğe, hakka ve hakikate davet eden; <strong>“…Yeryüzünde gururla, kibirle yürüme!... Yürüyüşünde ölçülü ol, sesini de yükseltme…”<strong>[5]</strong></strong> tavsiyesi ile de nezaket ve görgü kurallarını ona öğreten Hz. Lokmân gibi olmalıdır.</div> <div><strong>Değerli Anne Babalar!</strong></div> <div>Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadislerinde, <strong><span>وَإِنَّ لِوَلَدِكَ عَلَيْكَ حَقًّا</span></strong> <strong>“Çocuğunun da senin üzerinde hakkı vardır.”<strong>[6]</strong></strong> buyurmaktadır. Dinimize göre; çocuklarımızı helal rızıkla beslemek, onlara Allah’ın razı olacağı güzel isimler vermek ve şefkatle muamelede bulunmakla yükümlüyüz. Onları; vatanını, devletini ve milletini seven; milli ve manevi değerlerine bağlı; hayırlı bir insan olarak yetiştirmekle mesulüz. Kur’an-ı Kerim’i ve Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in örnek hayatını onlara öğretmek, sahih dini bilgiyle onları buluşturup İslam ahlakıyla donatmak çocuklarımızın üzerimizdeki hakkıdır.</div> <div><strong>Kıymetli Müminler!</strong></div> <div>Bugün, çocuklarımız, dünya ve ahiretlerine zarar verecek çok büyük tehlikelerle karşı karşıyadır. Yavrularımız; alkol, kumar ve uyuşturucu bataklığına, fuhuş tuzağına çekilmek istenmekte, zararlı akımlar ve batıl ideolojiler gençlerimizi esir almaya çalışmaktadır. Dolayısıyla evlatlarımızın; Allah’ın razı olacağı bir kul, topluma ve insanlığa faydalı bir insan olmaları için daha çok çaba göstermeliyiz. <strong><span>وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوٰىۖ وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِۖ </span></strong><strong> </strong><strong>“…İyilikte ve takvada yardımlaşın, kötülükte ve düşmanlıkta yardımlaşmayın...”<strong>[7]</strong></strong> emrine uyan, toplumsal huzuru ve barışı sağlayan bir nesil olmaları için daha fazla gayret göstermeliyiz. Özümüzle, sözümüzle ve davranışımızla çocuklarımıza örnek olmalı; onları, ilgimizden ve sevgimizden mahrum bırakmamalıyız. Unutmayalım ki, güçlü bir toplum inşa etmenin yolu; inancına, ibadetlerine, tarihine ve kültürüne bağlı, kutsal değerlere saygılı, namazlarını kılan, Allah’ın emirlerine uyan ve yasaklarından uzak duran bir nesil yetiştirme sorumluluğuna sahip anne baba olmaktan geçmektedir.</div> <div>Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadisiyle bitiriyorum: <strong>“</strong><strong>Hiçbir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha kıymetli bir miras bırakmamıştır.”<strong>[8]</strong></strong></div> <div>[1] Müslim, Birr, 1.</div> <div>[2] Hûd, 11/42.</div> <div>[3] Lokmân, 31/16.</div> <div>[4] Lokmân, 31/17.</div> <div>[5] Lokmân, 31/18,19.</div> <div>[6] Müslim, Sıyâm, 183.</div> <div>[7] Mâide, 5/2.</div> <div>[8] Tirmizî, Birr, 33.</div> <div><strong>Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü </strong></div> <div><strong>(Haber Merkezi)</strong></div>