Bayram mı Gelmiş?

İbrahim ALİSİNANOĞLU

Bizim bildiğimiz, yaşadığımız bayramlar öncesinde;

Evler dip bucak temizlenir…

Çoluk çocuğa yeni bayramlıklar alınırdı.

Konu komşu bir araya gelir, yuvalamalar yuvalanır…

Sini sini tatlılar, leğen leğen kurabiyeler, kahkeler …

Kase kase zerdeler sütlaçlar yapılır, hazırlanırdı.

Misafirler için kolonya, şeker, kahve tedarik edilirdi.

Yine bayram arifesinde mezarlıklar ziyaret edilir, mezar başlarında kuran okunur, dualar edilir, kabirler temizlenirdi.

Bayrama yakın berberlerde tıraş olmak için insanlar sıraya girer, berber esnafı sabahlara kadar çalışırdı.

Hamamlar dolar taşar, herkes bayrama tertemiz girmek için yarışırdı.

Bayram için üst baş yenilenir, bayram sabahı herkes tiril tiril kıyafetlerle bayramlaşırlardı.

Bayramdan bir hafta önce çarşı pazar, ana caddelerin kaldırımları mahşer yerine döner, herkes sokağa dökülür bayram gelmeden, bayramın heyecanı yaşanırdı.

Şimdilerde bakıyorum da bayram mı gelmiş? Belli değil!

Bayrama şunun şurasında iki gün kaldı. Ne çarşı pazarda, ne evde, ne sokakta o bildik bayram telaşı ve heyecanı yok!

Ne oluyor bize?

Bayram mı bizi unuttu?... Yoksa bayramları biz mi unuttuk.

Hiçbiri! Aslında Biz, biz olmaktan uzaklaştık!

Artık üst baş hazır! Yeme içme hazır! Alışveriş internette!

İnsanlar bayramı yaşadığı şehirde kutlamak yerine, bayramda tatile gitmek revaçta!

Oysa bayramlar ve öncesi günler bizi biz yapan, bizi kendimize getiren, kaynaştıran, heyecanlandıran…

Tatlı telaşlara düşüren… Bizi, bize hatırlatan müstesna günlerdi.

Bayramlar unuttuklarımızı hatırladığımız, hatırladıklarımızı gelecek kuşaklara aktardığımız fırsat günleriydi.

Evet ne yazık ki değişiyoruz!

Değişiyoruz ama tekâmül etmiyor, değerlerimizden sıyrılıyor, başkalarına benziyoruz!

Bayram öncesi Gaziantep sokaklarını, evde yaşanan o tatlı telaşlı günleri özlüyorum.

Emin olun, bayramları bayram gibi yaşamasını bilmeyenlerin, ileride kutlayacak bayramları olmayacak.

Fotoğraf: İ.Alisinanoğlu -Hacı Veli Cami. 2022